15 Mayıs 2012 Salı

Salar de Uyuni: Bolivya 
Salar de Uyuni, Bolivya’nın güneybatısında kalan dev bir tuz gölü. Gölün özelliği, sadece bir karış yüksekliğindeki suların gökyüzünü bir ayna gibi yansıtması. Bu özelliği Salar de Uyuni’yi dünyanın en büyük yer aynası haline getiriyor.








Dünyanın bir ucu: Patagonya 
Patagonya Güney Amerika kıtasında Şili ve Arjantin’in güney kısımlarına verilen ad. Bir anlamda ‘dünyanın bir ucu’. Penguenleri, mavinin her tonundaki buzulları, nefes kesen şelaleleri, ıssız toprakları ile gören herkesi büyüleyen bu topraklar çok farklı hayatları barındırıyor.
Ünlü kaşif Macellan bölgeye ilk geldiğinde çok uzun boylu ve giydikleri makosen biçimli büyük deri ayakkabılarından ötürü ayakları daha da kocaman görünen yerlileri görünce İspanyolca pata (ayak) kelimesinden yola çıkarak bölgeye Patagoni adını vermiş. Kimilerine göreyse Patagonya adı bir yerli sözcüğünden türemiş.
İşte böylesi bir bölgeyi gezeceğiz. Bu “dünyanın bir ucuna gitmek” gibi bir şey. Zaten Patagonya’nın en ucundaki Ushuaia kenti, resmen dünyanın ucu olarak kabul ediliyor.
 MACELLAN VE DARWIN
Bölgenin iki ünlü gezgini var. Biri Macellan. Macellan 1520 yılında Güney Amerika’nın oldukça uç noktalarına kadar gider, ancak bugünkü Cape Horn’a varmadan batıya yönelir ve bir boğazdan geçerek Güney Denizi’ne girer. Bu boğaza daha sonra Macellan Boğazı adı verilir. Yolculuklarının onca zorluklardan sonra sakin geçmesi nedeniyle bu deniz Pasifik Okyanusu olarak adlandırılır (İspanyolca pacifico, durgun, sakin).
İkinci gezgin ise Charles Darwin’dir. Darwin 1831 yılının sonunda Beagle adlı bir gemi ile bölgeye gelir. Patagonya ve çevresindeki adalarda beş yıl sürecek bir inceleme gezisi yapar. Çok sayıda değişik canlı türüne orada rastlar. “Evrim” teorisinin temelleri orada atılır. Sonuçta geminin adı dünyanın en güneyindeki kanala (Beagle Kanalı), Darwin’in adı bir sıradağına (Cordillera Darwin), kaptanın adı da Patagonya’daki bir dağa (Fitz Roy Dağı) verilir.
Valdes Yarımadası, Güney Amerika’nın en ilginç yerlerinden biri. Yarımada ve çevresinde değişik fok türlerini, denizaslanlarını, denizfillerini ya da filfoklarını, balinaları, vahşi devekuşlarını (rhea), Patagonya tavşanlarını (maras), devegillerden guanakoları, penguenleri görebilirsiniz. 9-10 metre boyundaki balinaların görülebilmesi için özel teknelerle balina gözlem gezilerine çıkılıyor. Denizfilleri erkekleri burunlarının filin hortumunu andırması nedeniyle bu adı almış. Erkek denizfilleri 6-6.5 metre boyunda, ağırlıkları 4 tona yaklaşıyor. 14-15 dişiden oluşan bir hareme sahipler ve bir başka erkek filfoku yan baktığında naralar atarak saldırıyorlar.
Guanako (huanako), pikunya, lama, alpaka gibi devegillerden ilginç bir hayvan. İnsandan kaçıyor, sıkışınca tükürüyor. En büyük düşmanları pumalar.Valdes Yarımadası’nın kuzeyinde ufak bir ada var. Kuşlar Adası olarak adlandırılan koruma altındaki bu ada Antoine de Sainte-Exupery’nin Küçük Prens adlı öyküsünün başındaki ufak dağa esin kaynağı olmuş.
Peninsula Waldes’te penguen görmek mümkün, ancak Puerto Madryn’e yeklaşık 2 saatlik stabilize bir yoldan gideceğiniz (stabilize yoldaki taşlar nedeniyle araçların ön cepheleri hep kafesli) Punto Tombo tam bir Penguen Cenneti. Penguen 16 kuş türünün ortak adı. Penguenler suya ve soğuğa en iyi biçimde uyarlanmış, uçamayan, karada ayak tabanlarına basarak, paytak paytak yürüyen, denizde müthiş biçimde yüzen ve dalan bir kuş türü.
Patagonya’daki penguen türü siyah-beyaz kravatlı Macellan pengueni, boyları 35-40 km. Arjantin’in Folkland Adalarında ve Antartika bölgelerinde göğüsleri çoğunlukla sarı lekeli 120 cm’e kadar boyları olanlar ise Kral Pengueni olarak adlandırılıyor.
Torres del Paine Parkı, devamlı değişen renklerde muhteşem tepeler ve buz tarlaları, canlı türkuaz ve lacivert renklerde gölleri, gri ve yeşil vadileri, şelaleleri ve çok zengin vahşi doğası ile nefes kesecek kadar güzel manzaralar sunuyor. 














Hiç yorum yok:

Yorum Gönder