16 Mayıs 2012 Çarşamba


HIRVATİSTAN SAHİLLERİ
Eski Yugoslavya'dan ayrılan Hırvatistan'ın doğal güzellikleri, iç savaştan yıllar sonra yeniden keşfediliyor. Upuzun sahilleri boyunca dizilmiş Ortaçağ kentleri ve Adriyatik Denizi'ne serpiştirilmiş irili ufaklı adalarıyla Hırvatistan, Yunan Adaları'nın yeni rakibi. Tarihi dokusuyla Dubrovnik, belki de Hırvatistan'ın kıyı kentleri arasında en göz alıcı olanı. Ülkenin kuzeyindeki irili ufaklı adalar da görülmeye değer. Yat turizmini çekmeyi başaran bölgede, Pula kenti açıklarında 14 adadan oluşan Brijuni Milli Parkı yer alıyor. ll. Dünya Savaşı sırasında Tito'nun resmi yazlığının da bulunduğu adalar, 1998'den sonra turizme açılmış.




HVAR ADASI:
 Hvar çok büyük bir ada. İçinde bir sürü köyleri var. Hvar’ı merkez olarak kabul ederseniz, diğerleri Jelsa, Stari Grad, Vrboska gibi. Split’te otobüs, feribot ve tren garı bir arada. Hvar merkeze feribot yok. Büyük deniz otobüsleri var.






Dubrovnik: Adriyatik'in İncisi
Dubrovnik son yıllarda “Adriyatik'in incisi” olarak ün salmaya başladı...
Kent yakın geçmişte Akdeniz'in en önemli kültür ve ticaret merkezlerinden biri olarak öne çıkmıştı. Bugün ise Dubrovnik araçların girmediği, müthiş görülecek yerlere sahip gerçek bir açık hava müzesi olarak Akdeniz'in önde gelen turizm merkezleri arasına girmeyi başardı.
UNESCO bu tarihi otantik şehri bir süre önce Kültür mirasları listesine aldı. Hırvatistan'in Güney Dalmaçya bölgesindeki Dubrovnik hem zengin tarihi geçmişi hem de tüm gezginleri içine çeken kültürel zenginliğiyle de bir cazibe merkezi...
Sonbaharın sonlarına kadar devam eden kültür programları, dünyanın her yerinden gelen yüksek beklentiye sahip sanatseverleri olduğu kadar sadece tatil eğlencesi arayanları da aynı oranda tatmin edecek geniş bir yelpazeye sahip. Şehir her zevke, her bütçeye uygun eğlence ve kültür seçenekleri sunuyor. Dünyaca ünlü müzisyenler, oyuncular ve folklor ekiplerinin katıldığı yaz festivalleri Hırvatistan'dan dünyanın her yerinde söz ettiren kültür etkinlikleri...
Ortaçağ rüzgarlarının estiği Dubrovnik, yaz gelince dev bir açıkhava sahnesine dönüşüyor. Dubrovnik iklimiyle de bir tatil cenneti... 220 gün boyunca güneşli olan kent açık hava restoran ve kafeleriyle tatil keyfini unutulmaz kılıyor. Dubrovnik daha Ortaçağ'da çok önemli bir merkezdi. Bir şehir devlet olan Dubrovnik, “Dubrovnik Soylular Cumhuriyeti” olarak Venedik ile birlikte Akdeniz'in en güçlü deniz donanmasına sahipti. Dubrovnikliler, geçtiğimiz yüzyıllarda tarihlerini, göz alıcı doğal güzelliklerini ve akvaryumu andıran denizlerini bir bütüne dönüştürmeyi başardılar. Tüm bu zenginlikler günümüzde dünyanın her yerinden gelenleri turistleri bir mıknatıs gibi çekiyor.

Coğrafi konumu ve Akdeniz iklimi sayesinde havalar kış aylarında ılık ve yağmurlu, yaz aylarında ise sıcak ve güneşli geçiyor. Tatilcileri en çok bozulmamış doğasıyla kentin çevresindeki küçük balıkçı köyleri ve Dubrovnik açıklarında olup dubrovnik tarafından yönetilen adalar cezbediyor. Bu adalardan sadece üçü, Sipan, Lopud ve Kolocep'de yerleşim bulunuyor. Doğa, tarihi güzellikler ve kültürel etkinlikler Dubrovnik'i son yıllarda haklı olarak Akdeniz'in en güzel tatil rotalarından biri haline getiriyor. Ünlü yazar Bernhard Shaw, Dubrovnik'in eşsiz güzelliğini şöyle dile getirmiş: “Yeryüzü cennetini görmek isteyenler, Dubrovnik'e gelsin!”













Hiç yorum yok:

Yorum Gönder