MISIR
Kızıldeniz'in hemen kenarında ve etrafı çöl
dağlarıyla çevrili olan ve bundan on yıl önce küçük bir
balıkçı kasabası
görünümündeki Sharm, özellikle son zamanlardaki turizm yatırımlarıyla
Bodrum ve
Marmaris gibi turizm merkezi olma yolunda ilerliyor. Burada turizm temelini
oluşturansa dalış merkezleri. Tüm otellerde, çok sayıdaki dalış merkezlerinin
birer temsilcisi
bulunuyor. Kapalı bir deniz görünümündeki Kızıldeniz, Arap
Yarımadası'yla Afrika kıtası
arasındaki çöllerin ortasında bulunuyor. Bâb-ül
Mendep Boğazı'yla Hint Okyanusu'na, Süveyş
Kanalı'yla da Akdeniz'e bağlanan
Kızıldeniz, Avrupa'yla Asya'yı birbirine deniz yoluyla bağlayan
önemli bir
ticaret yolu durumunda. En geniş yeri 350 km ve uzunluğu 2100 km olan bu iç
deniz,
kuzey kısmında iki kola ayrılır. Doğuda Akabe Körfezi, batıda da Süveyş
Körfezi. Sıcak ve kuru
bir iklim bölgesinde olduğundan buharlaşmanın çok fazla
olduğu Kızıldeniz'e, herhangi bir
akarsu girişi de yok.
Tüm bunlar deniz suyunun çok tuzlu ve yoğun olmasına neden oluyor.
Buharlaşmayla kaybedilen su, Hint Okyanusu ve Akdeniz'den giren sularla tekrar
kazanılıyor ve su seviyesinde fazla bir değişiklik olmuyor. Su sıcaklığı kışın
20°C'nin altına düşmüyor. Yazınsa 28°C dolaylarında. Gel-git olayı hemen hemen
hiç görülmüyor. Tüm bu zengin biyolojik yaşamı görmek için dalıcı olmak
gerekmiyor. Maske, palet ve şnorkel yardımıyla da resiflerin üzerinde çok rahat
dolaşılabiliyor. Zaten biyo çeşitliliğin en yoğun olduğu ilk 10 metre. Bu
derinlik de çok rahat görülebiliyor. Üstelik bunun için tekneyle çıkmanıza bile
gerek. Kaldığınız otel deniz kıyısına yakınsa bu etkinliği rahatlıkla
yapabilirsiniz. Ancak, tüplü dalışın avantajlarının daha fazla olduğu da
unutulmamalı.
Biyolojik zenginliğin fazla olmasındaki diğer bir etken de su sıcaklığı.
Sualtında birçok canlı üremek için yumurtaların açılabileceği, sıcaklığın
yüksek olduğu mevsimleri seçer. Kızıldeniz'deyse 20 °C'nin altına düşmeyen su
sıcaklığı da sualtı canlılarının üreme zamanlarının uzun bir döneme
yayılmasına, dolayısıyla daha rahat üremelerine neden oluyor. Havanın neredeyse
yıl boyu açık olması, bitkilerde fotosentez için gerekli olan bol miktarda gün
ışığı anlamına geliyor
Mercanlar da denizyosunlarına güvenli bir yaşama ortamı sağlıyorlar. Ancak
bunlar, 50 metreden daha derin yerlerde yaşamıyorlar. Buradaki resiflerde de
tüm renklerini görebileceğiniz sert ve yumuşak mercanlar bulunuyor. Yüzeye
yakın yerlerde lirkuyruklu mercan balıkları, çavuş balıkları sürüler halinde.
Yaklaştığınız zaman belli bir mesafeye kadar sizden korkmuyorlar. Ancak,
aradaki mesafe çok azaldığında yavaşça mercan kayalıkların arasındaki güvenli yarıklara
girerek saklanıyorlar. Siz uzaklaşır uzaklaşmaz tekrar dışarıya çıkıp resif
üzerinde dolaşmaya başlıyorlar. Bunların yanında çeşitli papağan balıklarını da
görmeniz mümkün. Çok güçlü çene yapısına sahip olan bu balıklar mercan
polipleriyle beslendiklerinden, devamlı olarak resiflerinden bir şeyler
koparmaya çalışıyorlar. Tüm bunlar buradaki canlı çeşitliliğinin çok küçük bir
kısmı.
Özellikle akıntının fazla olduğu yerlerde büyük sürüler oluşturan ve
dalıcılardan kaçmayan barakudalar ve yarasa balıkları, bunların yanında
napolyon balıkları, dev mürenler de göze çarpanlar. Bu bölge Nisan ya da
Temmuz-Ağustos aylarında en zengin dönemini yaşıyor. Bu dönemlerde köpekbalığı,
kaplumbağa, manta gibi canlıları da görmek olası.
Mısır
Doğal Güzellikleri
Mısır'a hayat veren Nİl Nehri'dir.Afrika'nın güneyinde başlar.Geçtiği
yerler itibariyle MaviNil,Beyaz Nil isimlerini alır.
Ve Mısır'dan Akdeniz'e dökülür.Nil ve Nil boyunca yeşillikleri göreceksiniz birkaç yüz metre boyunca.
Onun dışında kalan yerler ise Mısır'ın tamamını oluşturan %90'nını oluşturan çölden ibarettir.O yüzden Nil'i mutlaka görmek lazım.
Keza Nil Nehri üzerinde öğleden sonraları çıkan bir rüzgar vardır,özellikler kuzey bölümünde.Ve orada motorsuz çalışan kayıklar vardır.Bunlara falluka denilir.
Fallukalara binip mutlaka bir gezinti yapmak lazım,rüzgarla keyfini çıkarmak lazım.Eğer güney bölümlerine gidicekseniz Kızıl Deniz dünya dalgıçları için adeta önemli bir merkezdir.
Bu yüzdendir ki orada çok çeşitli balık türlerini görmek ve farklı su canlılarını birarada görmek isterseniz o çok önemli bir merkez olacaktır.
Doğa itibariyle çöl iklimine sahip olmasına karşın özellikle kuzeyine yaklaşıldığı zaman özellikler İskenderiye civarına yaklaşıldığı zaman tipik bir akdeniz coğrafyası söz konusudur.
O yüzdende Nil Nehri ve delta bölümü en cazip yerler olmakla beraber Kızıl Deniz ve burdaki yerleşimlerde deniz yaşantısı açısından çok önemli yerlerdir.Bunların ötesinde Sina yarımadasında çölün dağla birleştiği bir yer vardır.
Burda önemli noktalardan bir tanesi var.Fırsat olursa 6.yy'da İstanbul Ayasofya'sını yaptırmış olan İmparator Jüstinyen tarafından Azize Katerina Manastırı vardır.Hem doğa hem de Musa peygamberin on emir alması itibariyle çok önemli bir dini merkezdir aslında.
Ve Mısır'dan Akdeniz'e dökülür.Nil ve Nil boyunca yeşillikleri göreceksiniz birkaç yüz metre boyunca.
Onun dışında kalan yerler ise Mısır'ın tamamını oluşturan %90'nını oluşturan çölden ibarettir.O yüzden Nil'i mutlaka görmek lazım.
Keza Nil Nehri üzerinde öğleden sonraları çıkan bir rüzgar vardır,özellikler kuzey bölümünde.Ve orada motorsuz çalışan kayıklar vardır.Bunlara falluka denilir.
Fallukalara binip mutlaka bir gezinti yapmak lazım,rüzgarla keyfini çıkarmak lazım.Eğer güney bölümlerine gidicekseniz Kızıl Deniz dünya dalgıçları için adeta önemli bir merkezdir.
Bu yüzdendir ki orada çok çeşitli balık türlerini görmek ve farklı su canlılarını birarada görmek isterseniz o çok önemli bir merkez olacaktır.
Doğa itibariyle çöl iklimine sahip olmasına karşın özellikle kuzeyine yaklaşıldığı zaman özellikler İskenderiye civarına yaklaşıldığı zaman tipik bir akdeniz coğrafyası söz konusudur.
O yüzdende Nil Nehri ve delta bölümü en cazip yerler olmakla beraber Kızıl Deniz ve burdaki yerleşimlerde deniz yaşantısı açısından çok önemli yerlerdir.Bunların ötesinde Sina yarımadasında çölün dağla birleştiği bir yer vardır.
Burda önemli noktalardan bir tanesi var.Fırsat olursa 6.yy'da İstanbul Ayasofya'sını yaptırmış olan İmparator Jüstinyen tarafından Azize Katerina Manastırı vardır.Hem doğa hem de Musa peygamberin on emir alması itibariyle çok önemli bir dini merkezdir aslında.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder