15 Mayıs 2012 Salı


Ateşin buzla dansı: İZLANDA

Kaynayan sular, fokurdayan çamurlar, buzul, volkan, fiyort ve şelaleleriyle doğal park gibi bir ülke İzlanda. Bütün kış topraklarını kaplayan kar, yaz aylarında kalktığında altından yemyeşil bir cennet fışkırıyor. Doğal güzellikler, İskandinav efsaneleri arasında serin bir tatili sevenler için ideal.

İzlanda acayip bir ada. Kuzey Kutup Dairesi’nin hemen altında. Kuzey Amerikan Plakası ile Avrasya Plakası’nın Atlas Okyanusu’nda karşılaştığı çizgi üzerinde. Adada bu çizgi boyunca çok yoğun volkanik ve jeotermal etkinlik izleyebilmek mümkün. Her an patlamaya hazır volkanlar var. Daha 1963 yılında adanın güneyinde volkanik patlama ile Surtsey adı verilen bir adacık oluştu. Dünyanın önemli bir kesimi bu oluşumu televizyonlardan seyretti.

İzlanda’nın yüzde 52’si volkanik çöl, yüzde 12’si buzul, yüzde 11’i soğumuş lav akıntıları ile kaplı. Yüzölçümü 103 bin km2. Devlet olarak dünyanın dördüncü adası. Nüfusu 308 bin. Halkın dörtte üçü başkent Reykjavik’te yaşıyor. İkinci büyük kent Akureyri’nin nüfusu yalnızca 17 bin.
 

Viking söylenceleri saga’lar, edda’lar, saray şairlerinin skald’larıyla ilginç bir edebiyat yaratan bu ufacık adadan bir yazar, Türk yazarlardan 51 yıl önce Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazandı: Halldör Laxness.

İzlanda, dokunulmamış vahşi doğa diyarı. Buzul, volkan, krater, kaldera, fiyort, gayzer (kaynaç), uçurum, kaynayan sular, fokurdayan çamurlar, büyük şelale ya da çavlan sevenler, kısacası doğaseverler için ideal ülke. Biraz Patagonya, biraz Antarktika, biraz Galapagos ya da Hawai, biraz İrlanda-Norveç ya da hepsi. Adanın 4970 km’lik kıyı şeridinin büyük bölümü fiyortlarla süslü. Jeolojik yapısını Vatna, Hofs, Lang, Myrdals, Dranga, Snafells buzulları belirliyor. Snafells buzulu bilindiği gibi Jules Verne’nin Arzın Merkezine Seyahat kitabına konu olmuş. 8400 km2’lik bir alanı kaplayan Vatna Buzulu ise Avrupa’nın en büyüğü, Antarktika ve Grönland’den sonra dünyanın üçüncüsü.

ADANIN MASKOTU PUFFİN’LER

Son bin yıldır İzlanda sürekli volkanik patlama yaşıyor. En büyük deprem 1783’de olanı; Laki Volkanı 10 ay boyunca patlamış, nüfusun beşte biri, hayvanların dörtte üçü ölmüş. Açlık baş göstermiş. Son olarak 2000 yılında Hekla Volkanı tekrar patladı. 1996’da da bir buzul içindeki volkan patlaması nedeniyle gelen buzul erimesi ardından büyük sel felaketi yaşandı.

Ada flora ve fauna ile mineral çeşitliliği açısından çok zengin. 220 tür bitkiye, üçte biri adada yumurtlayan yaklaşık 230 kuş türüne, deniz memelilerine, 9-10 tür balinaya, benekli cinsi dahil foklara, yunuslara sahip. Kuşlar arasında en ilginci, neredeyse adanın maskotu olan puffin’ler. Deniz papağanı diyebileceğimiz bu kuşların yaşamı penguenlerinkini çok anımsatıyor.

Adanın ilk yerleşimleri 874 yılında ortaya çıkmış. 930’da kabile şeflerinin demokratik olarak bir araya gelip tartışacağı meclis (Althingi) oluşturulmuş. İzlandalılar "dünyanın ilk parlamentosu" dedikleri bu meclisle çok övünüyor. Meclisin toplandığı Thingvellir Vadisi’ni UNESCO Dünya Tarih Mirası Listesi’ne almış. Halk 1000 yılında yine meclis kararıyla Hıristiyan olmaya karar vermiş. Ada 1262’den sonra Norveç’e, 1380’den sonra Danimarka’ya bağlanmış. 17 Haziran 1944’de bağımsızlığına kavuşmuş. Bir ara ABD’nin açtığı üs, geçen yıl kapatılmış.













Hiç yorum yok:

Yorum Gönder