ANGEL ŞELALESİ
– VENEZUELLA
Şeytan Kanyonu’nda bir melek:
Angel Şelalesi
Venezuella’nın Canaima Ulusal Parkı’nda bulunan dünyanın en yüksek şelalesi unvanına sahip Angel, hem çarpıcı görünümü hem de çevresinde barındırdığı güzelliklerle doğaseverlerin vazgeçemediği yerler arasında.
Doğa, insanoğlunu kimi zaman hayrete düşüren, çoğu zaman da hayranlığa sürükleyen binlerce güzelliği içinde barındırıyor. Canaima Ulusal Parkı da görenleri büyüleyen yerlerden biri. Venezuella’nın güneybatısında bulunan, üç milyon hektarlık alanıyla dünyanın en büyük yedinci parkı olan Canaima, 1962 yılında hükümet tarafından milli park statüsüne alınır.
Tropik bitki örtüsü, yeşilin en güzel tonlarının görülebileceği ormanları, nefes kesici kanyonları ve bölgeye has tepeleriyle istisnasız herkesin ilgisini çeken Canaima, Angel’a da ev sahipliği yapar. Canaima Ulusal Parkı içinde bulunan ve “tepui” adı verilen üzeri düz tepeler, bölgenin coğrafi yapısının karakteristik özelliklerindendir. Adlarını, masaya benzer görünüşünden alan ve dilimize “masa-tepe” olarak çevrilen “tepuiler, her şey gibi Angel Şelalesi’nin yapısını da etkilemiştir. “Angel Falls”, “Churun Meru”, “Angel Salto” adıyla da bilinen, kaynağını “tepui”lerden alan Angel Şelalesi’nin isim babalığı bir pilota, Jimmy Angel’a ait.
Misourili Jimmy Angel, değerli taşlar aramak amacıyla 1933 yılında çıktığı yolculukta şelaleyle karşılaşır. Şelalenin güzelliğini karısı ve iki arkadaşıyla da paylaşmak isteyen Angel’ın tekrar gelişinde kullandığı uçak, yerlilerin Şeytan Kanyonu dediği Auyan tepesine düşer. Jimmy Angel, karısı ve iki arkadaşı, 11 gün süren çetin bir mücadelenin ardından, küçük bir kasabaya iner. Onların bindiği uçak ise tam 33 yıl sonra tepeden kaldırılarak Maracay’daki Aviation Müzesi’nde sergilenir. Şeytana meydan okuyan uçuşuyla Jimmy Angel, Venezuella’nın efsanesi haline gelir.
Şelalenin suları, en uç noktadan tabana doğru düşerken 807 metre boyunca hiç bir engele çarpmadan ilerler. Doğabilimciler bu olayı “serbest düşüş” olarak tanımlar. Sisli bir görüntüye sahip olan şelalenin suları, kuzeye doğru yol alarak Churun Nehri’ne karışır.
Her mevsim meraklı objektiflere poz veren Angel Şelalesi’nin, doğanın kendi elleriyle yarattığı bir sanat eseri olarak bundan sonraki yıllarda da ilgi çekmeye devam edeceği kesin.
Venezuella’nın Canaima Ulusal Parkı’nda bulunan dünyanın en yüksek şelalesi unvanına sahip Angel, hem çarpıcı görünümü hem de çevresinde barındırdığı güzelliklerle doğaseverlerin vazgeçemediği yerler arasında.
Doğa, insanoğlunu kimi zaman hayrete düşüren, çoğu zaman da hayranlığa sürükleyen binlerce güzelliği içinde barındırıyor. Canaima Ulusal Parkı da görenleri büyüleyen yerlerden biri. Venezuella’nın güneybatısında bulunan, üç milyon hektarlık alanıyla dünyanın en büyük yedinci parkı olan Canaima, 1962 yılında hükümet tarafından milli park statüsüne alınır.
Tropik bitki örtüsü, yeşilin en güzel tonlarının görülebileceği ormanları, nefes kesici kanyonları ve bölgeye has tepeleriyle istisnasız herkesin ilgisini çeken Canaima, Angel’a da ev sahipliği yapar. Canaima Ulusal Parkı içinde bulunan ve “tepui” adı verilen üzeri düz tepeler, bölgenin coğrafi yapısının karakteristik özelliklerindendir. Adlarını, masaya benzer görünüşünden alan ve dilimize “masa-tepe” olarak çevrilen “tepuiler, her şey gibi Angel Şelalesi’nin yapısını da etkilemiştir. “Angel Falls”, “Churun Meru”, “Angel Salto” adıyla da bilinen, kaynağını “tepui”lerden alan Angel Şelalesi’nin isim babalığı bir pilota, Jimmy Angel’a ait.
Misourili Jimmy Angel, değerli taşlar aramak amacıyla 1933 yılında çıktığı yolculukta şelaleyle karşılaşır. Şelalenin güzelliğini karısı ve iki arkadaşıyla da paylaşmak isteyen Angel’ın tekrar gelişinde kullandığı uçak, yerlilerin Şeytan Kanyonu dediği Auyan tepesine düşer. Jimmy Angel, karısı ve iki arkadaşı, 11 gün süren çetin bir mücadelenin ardından, küçük bir kasabaya iner. Onların bindiği uçak ise tam 33 yıl sonra tepeden kaldırılarak Maracay’daki Aviation Müzesi’nde sergilenir. Şeytana meydan okuyan uçuşuyla Jimmy Angel, Venezuella’nın efsanesi haline gelir.
Şelalenin suları, en uç noktadan tabana doğru düşerken 807 metre boyunca hiç bir engele çarpmadan ilerler. Doğabilimciler bu olayı “serbest düşüş” olarak tanımlar. Sisli bir görüntüye sahip olan şelalenin suları, kuzeye doğru yol alarak Churun Nehri’ne karışır.
Her mevsim meraklı objektiflere poz veren Angel Şelalesi’nin, doğanın kendi elleriyle yarattığı bir sanat eseri olarak bundan sonraki yıllarda da ilgi çekmeye devam edeceği kesin.
.jpg)
.jpg)
.jpg)
.jpg)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder