19 Mayıs 2012 Cumartesi

AYDER YAYLASI
Sıcaktan bunalıp serin yaylalara çıkmak isteyenler Karadeniz'de unutulmaz bir tail yapabilir. 1350 m yükseklikteki Ayder, Karadeniz yaylalarının en ünlüsü. Rize’nin Çamlıhemşin ilçesinin 19 km güneydoğusunda yer alan yaylaya yaz-kış dolmuşlarla gidilebiliyor. Her türlü alt yapı hizmeti tamamlanmış olan yayla kasaba görünümünde. Zengin flora ve faunasının yanı sıra kaplıcası ile de ünlü. 50 derece sıcaklıktaki kaplıca suyunun romatizma, kadın hastalıkları ve mide rahatsızlıklarına şifa dağıttığına inanılıyor. Kaçkarlar’a tırmanış güzergahında bulunan yaylanın çevresinde; çengel boynuzlu dağ keçisi, vaşak, ayı, kurt gibi yaban hayvanlarını yaşadıkları ortamda izleyebilirsiniz. Ayrıca yaylada her yıl Ayder şenlikleri düzenleniyor. Konaklama için pek çok otel ve pansiyon bulunuyor. Her tür ihtiyacınızı yayladan karşılayabilirsiniz.










FETHİYE ÖLÜDENİZ
Doğal güzellikleri, zengin tarihi ve kültürel mirası ile Fethiye-Ölüdeniz dünya çapında haklı üne kavuşmuş bir yeryüzü cenneti. "Aydınlıklar Ülkesi'nin el değmemiş bakiresi" Fethiye, Akdeniz'in içinde irili ufaklı adaların serpiştiği Fethiye körfezinde, arkası çam ormanlarıyla çevrili kuzeye açık bir koyda yer alıyor. Kaya mezarları ve kale önünden bir düzlüğe, Karagözler'den denize doğru iniyor. Ufkunu Şövalye Adası, Günlükbarı ve karşılarındaki dağlar oluşturuyor.










MANYAS KUŞ CENNETİ
Evliya Çelebi' nin gezi notlarında Manyas şu şekilde anlatılıyor: "Suyu hayat vericidir. Vahşi kuşlarla doludur. Her gece kaz ve kuğu sesinden, kanat şakırtısından Manyas sahrası titrer."
Marmara Bölgesi'nin tektonik çukurlaşma alanları içinde yer alan Manyas Gölü güneyden gelen Kocaçayla beslenen ve kuzeydoğudaki "Kuş Cennet" ile Türk turizmine önemli katkı sağlayan bir göl. Mart ayında gölün Kuzeydoğu ucunda kuluçkaya yatan kuşlar, ağaçların gövdelerini saran sular nedeniyle yüksek dallarda kendilerini güvende hissederek yavrular. Mayıs ayında yumurtadan çıkan yavrular; Temmuz' da uçmaya başlar Mart-Temmuz, Eylül-Ekim kuş gözlemek için ideal dönemlerdir. O dönemlerde 200' ü aşkın kuş türünü izlemek mümkündür. Kuş Gözetleme Kulesi'nden ilkbaharda Karabatak, Beyaz pelikan, kaşıkçı kuşları, saz bülbülleri, çulha kuşu, bakır kargası; Kış aylarında ise en çok ördekler izlenebiliyor. Bölgenin bir özelliği de Manyas'ta kuluçkaya yatmış kuşların beslenmesini bir başka sulak alan olan Uluabat Gölü'nden sağlamasıdır. Göçmen kuşların, Manyas Kuş Cenneti'ne gitmeden önce mola verip dinlenme amaçlı olarak da kullandığı Uluabat Gölü ne denli iyi korunursa, Manyas Kuş Cenneti'nin zenginliği o derece artıyor.









VAN GÖLÜ
Van ve çevresi, geçmişten günümüze birçok medeniyetin izlerini üzerinde barındırır. Çağlar boyunca hüküm süren medeniyetlere tanıklık eden Van Gölü, üzerinde yer alan adaları ile tarih ve doğanın içiçe geçtiği olağanüstü güzellikler sunar. Dört tarafı yüksek dağlarla çevrili Van Gölü’nün içinde Akdamar, Adır, Çarpanak, ve Kuş Adaları olmak üzere 4 ada bulunuyor. Van Gölü, içerisinde barındırdığı adalar ile turizm potansiyeli de taşır. Bu Tarih boyu Yüksek Deniz, Nairi Denizi ve Yukarı Deniz dendiği gibi Deryaçe (Küçük Deniz) adını da almış. Sabunsuz köpük veren Van Gölü’nde yöre kadınları hiçbir temizlik maddesi kullanmadan çamaşır yıkar. Sahil boyunca yapılaşma ile bozulmamış koylar, yeşil bitki örtüsüyle sarılmış kıyılar görülmeye değer. 










BALIKLI GÖL
Balıklı Göl, içindeki balıklar, etrafındaki asırlık çınar ve söğüt ağaçları ile doğal bir akvaryum görünümünde. Göller, Ayn-ı Zeliha ve Halil-ür Rahman olmak üzere iki tane. Kutsal olduğuna inanılıyor. Efsaneye göre Hz. İbrahim Peygamber'in, devrin hükümdarı Nemrut ve halkının taptığı putlarla mücadele etmeye ve onları kırıp parçalayarak tek tanrı fikrini savunmaya başlaması üzerine Nemrut tarafından, bugünkü Şanlıurfa Kalesi'nden ateşe atılır. Bu esnada Allah tarafından "Ey ateş İbrahim'e karşı serin ve selamet ol" emri üzerine ateş suya, odunlar da balığa dönüşür. Hz. İbrahim'in düştüğü yere "Halil-ür Rahman Gölü" denilir. Nemrut'un evlatlığı Zeliha da, Hz. İbrahim Peygamber'e aşık olur. Hz. İbrahim'in ateşe düştüğünü görünce Zeliha da kendini ateşe atar. Zeliha'nın düştüğü yere de Ayn-ı Zeliha Gölü denir.










ŞEHRİBAN KANYONU
İlk kez 1997 senesinin Mayıs ayın Atlas ekibi tarafından geçilebilen Şeriban Kanyonu hala gizemini korumakta, dik yamaçlarının bazı yerlerde biribirine 1 metre yaklaşmaktadır. Atlas ekibi bu zorlu kanyonu geçen ilk ekip ünvanını almışlardır.
'Ölümle dans' kanyonu

Şehriban Kanyonu'nda suyun iki yakasını oluşturan yamaçlar, dansa kalkmış, kafaları ve ayakları birbirine yakın, hatta bazı alanlarda göğüsleri de birbirine değen insanlar gibidir. Koridor, beş kilometre boyunca yüksekliği bin metre civarındaki duvarların arasından akar

'Gelin Kaybeden Düz'ün alt zeminini oluşturan Mundarlar Kayası kısığının önünde bir çöküntü alanı vardır. Su burada insan gücünün karşı koyamayacağı bir anaforla on metre kadar batarak derenin önünü tıkayan kaya bloğunun altından geçer.






YAZILI KANYON
Isparta Sütçüler ilçesine 10 km. uzaklıkta bulunan Yazılı Kanyon Tabiat Parkı 600 hektarlık bir alanı kaplamaktadır. Milli parka ismini veren kanyon 100-400 m. derinliğindedir. Kanyon, Sütçüler ilçesinin güneybatısında bulunur. Değirmendere Çayı vadisi içinden geçerek Karacaören Baraj Gölü’ne dökülür. Yaklaşık uzunluğu 10 km.dir. Jeolojik olarak Kretase yaşlı kalın kireçtaşlarında oluşan kırıklar boyunca gelişen karstlaşma (erime) söz konusu kanyonun oluşmasına neden olmuştur. Sürekli olarak akan Değirmendere Çayı, kanyon içinde irili ufaklı bir çok cepler (kazanlar) oluşturmuştur. Kanyonun yan duvarlarında oluşan karstik boşluklarda (inlerde) ibadet yapılan bölümler ve yazılar vardır. Bu yazıtlardan dolayı kanyona “Yazılı Kanyon” denilmektedir. Söz konusu tarihi kalıntıların Bizans dönemine ait olduğu bilinmektedir. Yazılı kanyon tarihi ve doğal güzellikleri nedeniyle yörenin eşsiz bir köşesidir.

Zengin bir bitki örtüsüne sahip olan Yazılı Kanyon Tabiat Parkı’nda; kızılçam, kızılağaç, çınar, ardıç, ceviz, pırnal meşesi, keçi boynuzu, defne, zeytin, sandal, sakız, tesbih, mersin, alıç, karaçalı, laden, katırtırnağı, zakkum, yaban gülü, sarmaşık, eğrelti gibi bitki türleri bulunmaktadır. Ayrıca bu parkta; domuz, yaban keçisi, tilki, porsuk, su samuru, tavşan, sincap, kartal, kızıl akbaba, doğan, güvercin, üveyik, keklik gibi yabani hayvanlar barınmaktadır.